1 Nisan'da Antalya'nın Kepez ilçesi Göksu Mahallesi'nde servis şoförü İlker Sever (33), boşanmasına rağmen birlikte yaşadığı S.P. hakkında dedikodu yaptığı iddiasıyla uzaktan akrabası Cihan Akın Güler'i (34) öldürdü. Olay, Suphi Türel Caddesi'ndeki bir parkta meydana geldi. İki adam arasında çıkan tartışma, Sever'in ruhsatsız tabancasıyla Güler'e beş el ateş etmesiyle sonuçlandı. Güler, ağır yaralarla hastaneye kaldırıldı ancak hayatını kaybetti. Sever ise olay yerinden kaçtı. Cinayetin ardından başlatılan operasyon sonucu, Sever Antalya'nın Kepez ilçesindeki bir ormanda yakalandı. Emniyetteki ifadesinde, cinayeti "namus" gerekçesiyle işlediğini iddia etti ve kullandığı tabancayı Düden Çayı'na attığını söyledi. Ancak, yapılan aramalarda tabanca bulunamadı.
Mahkeme Kararı
Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, sanık Sever, eşi hakkında yapılan dedikodular ve sosyal medyada yapılan hakaretler nedeniyle olayı işlediğini savundu. Sever, Güler'in kendisine silahla saldırdığını iddia ederek, kendini savunmak için ateş ettiğini öne sürdü. Mahkeme heyeti, Sever'i 'kasten adam öldürme' suçundan yargıladı. Ancak, "haksız tahrik" indirimi uygulayarak, ömür boyu hapis cezası yerine 17 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca, ruhsatsız silah taşımaktan 1 yıl 6 ay hapis cezası daha aldı. Olay, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve aile içi şiddetin ve dedikoduların acı sonuçlarına dikkat çekti. Polis ve yargı süreçlerinin etkinliği kamuoyu tarafından değerlendiriliyor. Adalet sisteminin bu gibi olaylarda nasıl bir yol izlediği tartışma konusu oldu.
Ruhsatsız Silah ve Hakkında Dikkat Çekici Noktalar
Olayın Antalya'nın kalbinde meydana gelmesi ve kullanılan silahın ruhsatsız olması güvenlik açıklarını gözler önüne serdi. Yetkililerin ruhsatsız silahların dolaşımını engellemek için daha sıkı önlemler alması gerektiği tartışmaları yeniden gündeme geldi. Olayın çözülmesinde operasyonel başarının yanı sıra, mahkemenin "haksız tahrik" indirimini nasıl uyguladığı da kamuoyu tarafından yakından takip edildi. Bu karar, benzer olaylarda emsal teşkil edebilir. Ayrıca, "namus" gerekçesiyle işlenen cinayetlerin önlenmesi için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiği vurgulandı. Bu olay, boşanma süreçlerinde yaşanan anlaşmazlıkların ve aile içi çatışmaların nasıl tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gösterdi.