Ayakkabı Tamircisi ve Eski Boksör: İsmail Özkan

Sultanbeyli'nde küçük bir ayakkabı atölyesinde çalışan İsmail Özkan, hem ayakkabı tamirciliğini yaşatmaya çalışıyor hem de geçmişinin izlerini taşıyor. Duvarları boks eldivenleri, madalyalar ve gazete kupürleriyle süslü atölyesinde, bir zamanlar "örnek boksör" olarak anılan Özkan'ın hikayesi, babasının dayaklarına karşı verdiği mücadeleden geçiyor. Küçükken babasının şiddetine maruz kalmasının ardından, intikam duygusuyla boksa yöneldiğini belirten Özkan, bu spor dalında büyük başarılar elde etmiş. Atölyesinde geçirdiği zaman, boks kariyerinin zirvelerini ve zorluklarını hatırlamasına, o günleri yeniden yaşamasına olanak sağlıyor. Hayatının iki önemli bölümünü, başarı dolu boks geçmişiyle ve zorluklara rağmen devam ettirdiği ayakkabı tamirciliği mesleğini bir arada sürdüren İsmail Özkan, yaşadıklarıyla ilham verici bir örnek teşkil ediyor.

Ayakkabı Tamirciliğinin Zorlukları

İsmail Özkan, ayakkabı tamirciliğinin günümüzdeki zorluklarına da değiniyor. Eskiden bir atölyede birden çok kişinin çalıştığı bu mesleğin günümüzde neredeyse yok olmanın eşiğinde olduğunu belirtiyor. İnsanların yeni ayakkabı almaya yönelmesiyle birlikte, tamir ettirme alışkanlığı büyük ölçüde azalmış durumda. Bu durum, Özkan gibi yıllardır bu mesleği sürdüren ustalar için ciddi bir sorun teşkil ediyor. Ancak Özkan, ayakkabıların daha uzun ömürlü olması için bazı önerilerde bulunarak, doğru bakım ve onarımın önemine dikkat çekiyor. Hakiki deri kullanımı, doğru boya ve bakım tekniklerini anlatan Özkan, müşterilerine ayakkabıların ömrünü uzatma konusunda rehberlik ediyor. Bu sayede hem mesleğini sürdürmeyi hem de müşterilerine doğru bilgiyi vermeyi amaçlıyor.

Boks ve Baba-Oğul İlişkisi

Gençliğinde boksla geçirdiği uzun yılları anlatan İsmail Özkan, babasının şiddetinin hayatında önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguluyor. Babasının kendisini sık sık dövdüğünü belirten Özkan, bu durumun boksla ilgilenmesine sebep olduğunu söylüyor. Babasını boksla yenme hayaliyle başlayan bu yolculuk, hayatının büyük bir bölümünü kaplamış ve onu önemli başarılar elde etmesine yardımcı olmuş. Ancak, babasının hastalığı nedeniyle maçlarını izleme fırsatı bulamadığını, bu durumun kendisini üzdüğünü belirtiyor. Boks kariyeri boyunca hissettiği yalnızlık ve babasına olan özlemini anlatan Özkan, duygusal anlar yaşayarak boks ve baba-oğul ilişkisinin karmaşıklığını ortaya koyuyor. Bu deneyimlerin onun kişiliğini ve bakış açısını nasıl şekillendirdiğini de gösteriyor.